XVI. yy’dan itibaren Hıristiyanlık üç büyük kola ayrıldı: Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık. Bunların her biri kendini meydana getirmiş olan bir kültürle ilişki içinde gelişti: Katoliklik ve Protestanlık Batı kültürüne, Ortodoksluk Doğu dünyasına ve Doğu Avrupa’ya damgasını vurdu.
Katoliklik. Merkezi Roma’da olan ve Doğu Kilisesi’nden ayrılırken Katolik (Yunanca katolihos, «evrensel») adını alan Batı Kilisesi, merkezi ve hiyerarşik bir yapıya sahiptir. İktidar papa ve konsiller tarafından kullanılır. Papa, Roma’da, Kilise’nin görünür birliğini temsil eder. Tanrı ile müminler arasındaki ilişkiler dini otoriteler (ruhban sınıfı) tarafından temin edilir.
Bunlar birçok alanda, özellikle eğitim ve inayetin dağıtılması konularında, insanlara teklif edilmiş olan kurtuluşu iletir ve yönetir. Bir başka aracılık unsuru da missa denilen ayindir. Tanrı’nın inayetine ermek için şart olan yedi dini eylem ise papazlar tarafından yerine getirir. Bir başka aracılık da Bakire Meryem’e ve azizlere olan inançta kendini gösterir.
Ortodoksluk
Ortodoksluk mezhebinin içeriği ilk yüzyıllarda oluşan kurallara dayanır. Ortodoksluk (Yunanca «doğru görüş veya inanç») ilk büyük “ökümenik” konsillerin tarif ettiği dogmalara bağlı kalmıştır. Başlangıçtaki kurallara sadık kalan Ortodoksluk her biri kendi başına buyruk olan Kiliseler arasında eşlik gütme anlayışıyla belirgindir. İstanbul Fener Patrikhanesi’nin bu bakımdan yalnız onursal üstünlüğü vardır: Kiliseler arası karşılıklı bağımlılık ilkesine dayanan Ortodoks toplantıları düzenleyebilir. Ortodoks papazları evlenebilirler (keşişler evlenemez).
Protestanlık. Protestan terimi tarihi bir olaydan kaynaklanır: 1529′da Reform taraftarı Alman prensleri herkesin Roma’ya boyun eğmesini savunan V. Karl’in tutumunu «protesto» ettiler, ortaya çıkan ayrılıkçı mezhebe bu yüzden Protestanlık dendi. Protestanlık vicdan hürriyetini desteklemesinin sonucu parçalanarak pek çok kola ayrıldı ve bir o kadar Kilise ortaya çıktı. Protestan Kiliseleri’nin ortak yanı Kilise anlayışları, Tanrı’nın inayetini sağlama konusunda her türlü aracılığı reddetmeleri ve ahlaki seçimde kişisel sorumluluğu benimsemeleridir.
Kilise örgütlemesi cemaatlerin işidir. Bunlar demokratik temellere dayanarak ortak kurallar benimserler. Protestan ibadetinin özelliği, söze (vaazlara) verdiği önem ve sadece iki dini eylemin şart olduğuna inanmasıdır: vaftiz ve kudas ayini. Rahipler (papazlar) evlidir ve Kiliseler’in hemen hepsinde kadınlar, dini yönetim görevlerini üstlenebilir. İnsan Tanrı ile yüz yüze gelebilir, Onunla doğrudan diyalog kurabilir. Kilise yönetiminde hiyerarşi ve ruhban sınıfı yoktur.
Read More about TARİHTE HIRİSTİYAN KİLİSELERİ