Prodikos dinin insanlarca pratik ihtiyaçları karşılamak

0
42

Sofistler ayrıca toplum, hukuk, siyaset, adalet, ahlak gibi konulara karşın da eleştiriler yöneltmişler ve bunların tartışılmasını sağlamışlardır. Prodikos dinin insanlarca pratik ihtiyaçları karşılamak amacıyla “ortaya konmuş olduğunu”; Krİtİas, din ve ahlak kurallarının zeki ve kurnaz yöneticilerin kendi buyruklarına itaat edilmeyi sağlamak için oluşturulduğunu; Thrasymakhos hukuk ve adalet denilen şeyin toplumda güçlü ve egemen olan kimselerin güç ve egemenliklerini korumak ve sürdürmek için konulduğunu; buna karşılık Kallikles toplumdaki güçsüzlerin kendilerini korumak İçin hukuk, adalet, ahlak gibi kural ve değerleri oluşturduklarını ileri sürdüler. Böylece Sofistler “doğal olan” ve “İnsanlar tarafından konulmuş olan”, yani “doğal olmayan” ayrımını getirdiler ki, böylece doğal hukukpozİtif hukuk ayrımının temelini attılar.

Antik Çağ Felsefesinin yeni yönünü

Sofistlerin felsefede açtıkları çığır, Antik Çağ Felsefesinin yeni yönünü de belirlemiş oldu. Artık insan ve insana İlişkin sorunlar felsefenin tartışma alanının temel konuları haline geldi. Nitekim insan, toplum, yönetim, din, ahlak gibi konularda Sofistlerin yıkıcı olarak nitelenen etkilerini ortadan kaldırmayı da amaçlayan Sokrates, Sofistlere karşı çıkar. Sofistlerin İnsanın temel alan incelemeleri Sokrates tarafından da paylaşılmakla birlikte, tümel bir hakikatin olmadığı, insana göre hakikatin ve bilginin değiştiği gibi sonucu itibariyle yıkıcı olan görüşleri reddeden Sokrates, bütün insanların ortak ve tümel yetilere, yani akıla sahib olduklarını, dolayısıyla bilginin, ahlak ve iman gibi temel değerlerin tümel kavramlarında, insanların tümümün özelliklerini yansıtan yönler bulunduğunu ileri sürdü.

Bunu ispatlamak İçin de Sokrates kendine özgü “Mayötik” (Doğurtma) yöntemini uyguladı. Ancak Sokrates’in üzerinde ısrarla ve önemle durduğu konu ahlak alanı oldu. Ona göre her insanda aynı olan akıl gözönünde tutulduğunda ahlaki kuralların ve davranışların da aynı olduğu yargısına varmak mümkündür. Yani ahlakın amacı olan iyi, bütün insanlarda akıl gibi ortaktır, iyinin kaynağı akıl olduğuna göre, insan iyi ve kötünün ne olduğunu bilebilir. Ancak bunun İçin düşüncenin yöntemli bir biçimde yürütülmesi gerekir. Bu yapıldığında iyilik, kötülük, erdem gibi ahlaki değerlerin insanlara ya da toplumlara göre değişmediği anlaşılır.

Çünkü bunlar, kaynağı akıl olmaları dolayısıyla insanda gizli olarak bulunmaktadır. Önemli olan yöntemli düşünmek suretiyle bunu insanın ruhunda ortaya çıkartabilmektir. İnsan ahlaklı, yani erdemli olabilmek için bilgili olmak durumundadır. Erdem ise mutluluğu sağlayan tek değerdir, dolayısıyla mutlu olmak da ancak bilgiyle mümkün olabilir. Onun için Sokrates ahlakına “Eudaimonist”, yani mutluluk ahlakı da denilir ki, hemen bütün Antik Çağ filozofları mutluluğu bu bağlamda ele almışlardır. Sokrates, yaşadığı dönemde, özellikle gençler üzerinde ve sonraki felsefe okulları üzerinde etkili oldu. Nitekim Sokrates’ten sonra Sokratesçi Okullar olarak bilinen akımlar, yani Antisthenes’in Kinikler Okulu, Aristippos’un Kyrene Okulu, Eukleides’inMegara Okulu ortaya çıktı.

Sokrates’İn Öğrencisi Platon, “idea” kavramından hareketle felsefi sistemini kurmaya yöneldi. Antik Çağın ilk sistematik filozofu olarak tanınan Platon, felsefesini idea kavramı üzerine oturtmuş, tüm doğa ve İnsan dünyasını temellendirmek ve açıklamak amacını taşıyan bir sistem olarak felsefe tarihine geçmiştir. Platon felsefesini dialoglar şeklinde ortaya koyarken kendi düşüncelerini hocası Sokrates’İn ağzından açıklamıştır.

Read More about Aristoteles’e göre idealar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz