Yolcuların Durumu
Yolculuk sırasında gemideki yolcuların durumu oldukça zorluydu. Bazı yolcular mide bulantısı yüzünden kusuyor, bazıları ise tövbe edip istiğfarlar, kurbanlar, sadakalar ve adaklar adıyorlardı. Bu zor anlarda, herkes kendi iç dünyasında Allah’a sığınıyor ve kurtuluş için dualar ediyordu. Ben de onlara seslenerek, “Ey Allah’ın kulları, gelin hep birlikte İhlâs-ı Şerif suresini okuyalım. Belki Cenâb-ı İzzet, bu surenin hürmetine bizi kurtarır,” dedim.
İhlâs-ı Şerif ile Gelen Huzur
Bütün yolcular, gönülden İhlâs-ı Şerif suresini okumaya başladılar. Allah’ın emriyle bir anda gökyüzü açıldı ve hava berraklaştı. Gökgürültüsü ve şimşekler kesildi. Ancak, denizin dalgaları hala durmuyordu. Dalgalar o kadar yüksek ve şiddetliydi ki, bazen geminin direği neredeyse göklere kadar yükseliyor, bazen de denizin derinliklerine doğru iniyordu. Gemi sanki dev bir çukurda, Karadeniz’in en derin yerlerinde gibiydi. Bir yanda Karadeniz, diğer yanda Bîsütun Dağı gibi görünüyordu Gösterişsiz Evliyâ’nın Zorlu Yolculuğu.
Geminin Durumu Daha da Kötüleşiyor
Sonunda, anbarın kapağını açarak, gemiden ağır eşyaları denize attık. Ama ne yazık ki bu çaba da kurtuluşumuzu sağlamadı. Geminin kıç tarafında dümen iğnesi kırıldı ve dümen denize düştü. Bu durum gemicileri daha da korkuttu ve herkes ellerini dizlerine vurarak birbirleriyle helalleşmeye başladılar.
Gemi Kırılmaya Başlıyor
Zorlu durumda, güçlü ve cesur gemiciler hemen baltalarını alıp geminin çarmıhlarını kestiler. Ardından, direği kesmeye başladılar. Direk denize düşerken, maalesef on bir adamı ezip öldürdü. O ölenlerin cesetleri denize atıldı. Bu olay, gemideki herkesi derinden sarstı ve büyük bir ağlama, feryat başladı. İnsanlar, hayatta kalma umutlarını yitirmiş ve can pazarına düşmüşlerdi.
Sağanak ve Kurtuluş Umudu
Bir sağanak yağmur, gemiyi baştan başa ikiye böldü. Bu sırada, anbar içinde saklanan yolcular ve esirler de dışarı çıkarak bağırıp çağırmaya başladılar. Birçok kişi, gemicilerle helalleşmeye başladı. Bazı gemiciler, giysilerini çıkararak hayatta kalabilmek için tahta, kabak, varil ve fıçı gibi eşyalara sarıldılar city tour istanbul.
Dua ve Teslimiyet
Bu zor anlarda, ben de duaya başladım. Yâsîn-i Şerif’e okumaya başladım ve aklımdan mallarım, kölelerim, eşyalarım geçmedi. Sadece canımı ve kalbimi Allah’a teslim ettim. İçimden “Ben işimi Allah’a ısmarlıyorum” [Mü’min, 44] ve “Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Önüne gelmeyecek bir yerden rızıklandırır” [Talak, 2-3] ayetlerini okuyarak, Allah’a sığındım. Bu zor yolculuk, bana ve diğer yolculara yalnızca Allah’a güvenmenin, sabır göstermenin ve dua etmenin ne kadar önemli olduğunu öğretti.